şeyi açıklıyorum beyler.öncelikle şaka, fake vs. değildir.
anlatılması gereken ve sadece kafasını yoranların anlayabileceği bir olay.çok 31 çeken arkadaşlar, hayatında bazı zevklere bağımlı olanlar, tehlikenin farkında mısınız ?
yarın başlıyorum.
bu bir yazı dizisi, ve uygularsanız hayatınızın büyük olumlu değişikliklere uğradığını göreceksiniz.fakat biraz acı çekeceksiniz, ne derler no pain, no gain işte o hesap.yarın başlayalım beyler.kazanacaklarınız :
- iş hayatında başarı- kız mevzularında başarı- okulda başarı- kısacası hayatın her alanında başarı amkazimli olanlar hayatını değiştirmeye başladı beyler. gazanız mübarek olsun.biliyorum en başta bana küfür edeceksiniz, lanet edeceksiniz amk, defalarca vazgeçeceksiniz, ama gerçek kurtuluşun bu yolda olduğunu eninde sonunda farkedeceksiniz ve anlayacaksınız..
gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim beyler, unutmayın amk, burda anlattıgım herşey sizin kendi iyiliğiniz için. evet acı ve ızdırap çekeceksiniz, ama mükafatı da büyük olacaktır beyler.
önemli not :
her birey kendi sıkıntısına sebep olan değişkenleri değerlendirip kendi önlemini kendi hayatını göz önünde bulundurarak almalıdır. başkasının yöntemini uygulayıp değişim görmeyen bir insanın bunalıma girme ihtimali hayattan beklentisini tamamen kesme ihtimali de mevcuttur. burda anlatılan yöntemler her birey için farklı olgular üzerinden etkisini göstermektedir. başlıkta anlatılan kendime özgü bir hikayedir ve her bireyde değişiklik gösterecektir.
öncelikle kendimden başliyorum nasıl bir insan olduğumdan ve nasıl bi karakterden geldiğimden kendimi tam bir porno ve ciks bağımlısı olarak nitelendirsem yalan olmazilk 31 imi 12.5 yaşında filan çekmiştim ki hiç unutmam. gerçekten küçüktüm, arkadaşlarım 15 yaşında başlarken ben onlardan 2.5 sene önce başlamıştım bu işe müthiş bi zevkti ve bu zevkin hayatıma girmesinden son derece memnundum. annemin aldığı cosmopolitan dergilerine bakıp günde 3 posta giderken yaş 15 e geldiğinde 4-5 e kadar çıkmıştı . 15 ten sonra ciks dergileri furyası başladı.. gidip ordan burdan sıfır kuşe kağıda baskı ciks dergileri alır, onlara bakarak çekerdim. türk dergilerinin yanında hustler ve penthouse favorilerimdi. adamın yarağı bi sayfadan başlar karşı sayfaya kadar uzardı, aradan zımbalanmış şekilde, biraz dalgalı ilerlerdi. heygidi günler..
düşünün beyler 12.5 13 yaşından 15 yaşına kadar 2 sene her gün 3-4 yerine göre 5 posta 31 çektiğinizi düşünün..
bu arada yaşım 27 beyler, gel zaman git zaman öss vakitleri geldi. ben bu arada ekseriyetle 31 çekiyorum. gece yatmadan, o zaman bu zaman. duş almaya yetişemiyorum. babam bıyık altından gülüyor amk.
lise yıllarım 31 dolu yıllardır. okulda gördüğüm envayi çeşit külot, bacak, çatallarla öyle güzel öyle zevki 31 ler düzüyordum ki..
yaş geldi 17-18 e öss zamanları başladı.
beyler çok enteresan bişey farkettim o zamanlar, kendimi gözlemeye başlamıştım yavaştan.
31 çekmeden derse asla konsantre olamiyordum . 31 çekmeden ders çalışmak işkenceydi amk.
31 i çektikten sonra rahatça dersimi çalışıyordum.
evet beyler olayın kilidi işte burda.
neden 31 e ihtiyaç duyuyoruz, neden kritik bi işe başlamadan önce, sigara yakıp öyle başlıyoruz, neden gergin, endişeli konsantre olmak istediğimiz zaman sigara içiyoruz, 31 çekiyoruz ?
beyler herşey neden sorusuyla başlar..
yaşım gelmiş 22 ye, hala tamgaz 31 e devam amk..
10 senedir istisnasız hergün 31 çeken, çekmediğim günlerde de bunun acısını çıkararak ekstra 31 çeken bir adamdım.
hayatım pek iyi gitmiyordu açıkcası.
çocukluğumda, 9-10-11 yaşlarımda hayatı güzel yaşadığımı, mutlu olduğumu daha iyi hayat sürdüğümü farkettim.
22 yaşımdaki halimi, 31 ile tanışmadan önceki halimle kıyasladığım zaman ;
1. çok daha duygusaldım, depresiftim.
2. çok daha fazla konsantrasyon sorunu çekiyordum. 31 çekmeden ders çalışamiyordum.
3. konuşmalarım biraz malca olmaya başlamıştı, akıcı konuşamıyordum, konuşurken sebep sonuç ilişkileri kurup, çıkarımlar yapamiyordum ve karşımdakini ikna yeteneğimi yitirmiştim.
4. ve en önemlisi, hayattan eskisi kadar keyif almiyordum. ve beyler gel zaman git zaman, ben biz kıza aşık olup 5 kere red edilip ağır bi depresyona girince, kayışlar koptu.
beyler hayatınızın aşkıyla gerçekten karşılaştıysanız, ve o kızın size ait olması fırsatını ilelebet elinizden kaçırdıysanız, ve koy zütüne rahvan gitsin kafasında değilseniz major depresyona girmeniz bi nevi kaçınılmazdır amk.
major depresyon yanında promosyon olarak gelen hastalıklar vardı ki, bunlar anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, ve okb gibi hastalıklardır.
kısacası bütün ruhsal dengemi yitirmiştim.
pgibiyatriste gittim, bana ilaçlar verdi. paxil, xanax, cipralex vs. alayını denedim, hem de kısa süreler de değil, faydasını görmek için muntazam bir düzen içinde aylarca bu ilaçları kullandım amk.
ama bi faydasını göremedim.
bu ilaçların faydasını göremeyince kendim araştırmaya başladım.
ve araştırınca gördüm ki, modern tıbbın öngördüğü bütün ilaçları insanlar, deneyenler, yıllarca kullananlar çöp olarak addediyor.
fakat hepsi tek bir noktada birleşiyor.
beyin sağlığı, hayat kalitesi, sosyallik, liderlik ve etkileyicilik açısından elzem olan tek bir hormonda bitiyor olay.
beyler bu hormon dopamindir. şimdi dopamin hormonunu biraz inceleyelim.
- dopamin hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır, hayattaki çoğu aktivitede dopamin can yoldaşımızdır.
- su içerken bile salgılanır, bi insan zevk aldığı bütün aktiviteleri yaparken dopamin salgılar.
- dopamin konsantrasyonu ve motivasyonu sağlayan hormondur. o yüzden sevdiğiniz işleri yaparken daha konstantre ve motive bi şekilde yaparsiniz.
- aşırı miktarda dopamin baş dönmesi ve sersemleme yapar. aynı ilk ecstasy yi içtiğinizde, ilk otu çektiğinizde, ilk sigarayi içtiğinizde ve çok 31 çektiğinizde olduğu gibi.
- sigara içmek ve 31 gibi aktiviteler dopamin salgısını arttırır.
- dopamin ekgibliği anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozuklukların nedeni olarak görülür. bu nedenle en etkili antidepresanlar dopamini arttirma mantalitesi üzerine kurulmuştur.
- dopamini ekgib olan bireyler hayattan haz alamayan insanlardır.
- ek olaraktan, su içmek, yemek yemek gibi aktiviteler dopamini arttırır ama dopamini en çok kökleyen şeyler 31, sigara, ot, çöp, nargile vs. dir.
ayrıca beyler bikaç ek daha
dopamin = analitik zeka demektir, sayısal zekası yüksek olan insanlar dopamince baskın insanlardır.
doktor ve mühendislerin dopamince baskın insanlar oldukları, duygusal yönleri yerine analitik ve gerçekçi yönlerinin ağır bastığı bilinir.
dopamin = hırs ve başarıdır.
bunun tersi dopamin ekgibliği ise biraz depresifliktir beyler..
fakat dopamini ekgib olanların biraz daha yaratıcı, hayattaki şeylerden zevk alamadıkları ve hayattan biraz kopuk ve izole oldukları için kendileriyle başbaşa kalmayı seven, sezgisel yönden gelişmiş
yani biraz loser yaşayan fakat iç dünyasında ve zevklerinde büyüyen adamlar oldukları gösterilmiştir.
fakat sosyal yönden baskın olanlar, sözünü geçirenler, otorite olanlar dopamince baskın olanlardır.
dopamini ekgib olanlar bi nevi halil sezaidir.
o zaman beyler, hergün 31 çeken ve dopamini kökleyen bir adam olarak ;
1. analitik zekanın dibine vurmam, çok kaliteli doktor veya mühendis olmam
2. hayattan zevk almam, mutlu olmam
3. sosyal ve liderlik yönlerinden süper olmam gerekirdi amk..
ama durum tamtersiydi lan, depresiftim, derslerim kötüydü, hayattan zevk alamıyordum
asosyaldim, liderlik mi ? o kadar uzaktım ki liderlikten, çünkü yapılan muhabbetler, konuşulan konular zerre ilgimi çekmezdi, karışamazdım muhabbetlere, tartışmalara girip galip çıkamazdım. ilgimi çekmiyordu ki amk.
sizce neden böyle oldu beyler hadi bakalım ?
herhalde dopaminimizi tetikliyor amk sitesi.
beyler şimdi size hayatınızı değiştirecek bi kavramı tanıtıyorum
bunu aklınızın bi kenara kazıyın
"dopamin reseptörleri"
şimdi nedir bu dopamin reseptörleri ve mekanizması nedir onu anlaticam.
beyler beyinde zevk veren her aktivitede dopamin salgılandığını söylemiştik.
beyinde günün belli saatlerinde az veya çok herzaman belli miktarda dopamin bulunur.
sigara içince dopamin tavan yapar, 31 çekince tavan yapar, sevdiginiz filmi izleyince artar, susayip su içince artar, pes oynarken artar.
o yüzden sevdiginiz filmleri daha motive ve konstantre izlersiniz, pes oynarken ekrana kilitlenirsiniz amk.
o yüzden aylarca içmedikten sonra biricik sigaranizi köklediğinizde kafanız bi döner, sersemlersiniz.(fazla dopaminin sersemlik ve başdönmesi yaptığını söylemiştik dimi beyler)
peki bu dopamin reseptörleri ne ola ki amk.
beyler bu dopamin reseptörleri, dopaminle bağ kurup, beyin sinyali üreten arkadaşlardır. dopaminlerin bağlandığı yerlerdir.
insan beyninde bir dopamin bir de bu dopaminin reseptörü bulunur ki bu 2 arkadaş birleşip sinyal üretince asıl zevk ve haz o anda gerçekleşir.
beyler beyinde zevk veren her aktivitede dopamin salgılandığını söylemiştik.
beyinde günün belli saatlerinde az veya çok herzaman belli miktarda dopamin bulunur.
sigara içince dopamin tavan yapar, 31 çekince tavan yapar, sevdiginiz filmi izleyince artar, susayip su içince artar, pes oynarken artar.
o yüzden sevdiginiz filmleri daha motive ve konstantre izlersiniz, pes oynarken ekrana kilitlenirsiniz amk.
o yüzden aylarca içmedikten sonra biricik sigaranizi köklediğinizde kafanız bi döner, sersemlersiniz.(fazla dopaminin sersemlik ve başdönmesi yaptığını söylemiştik dimi beyler)
peki bu dopamin reseptörleri ne ola ki amk.
beyler bu dopamin reseptörleri, dopaminle bağ kurup, beyin sinyali üreten arkadaşlardır. dopaminlerin bağlandığı yerlerdir.
demiştik.. anlatacaklarımı anlamanız açısından yukarıda ve önceki entrylerde verdiğim bilgiler çok önemli..
beyler beyinde günün belli saatlerinde ne kadar dopamin varsa belli miktarda da dopamin reseptörü bulunur.
beyler belki de hikayeyi sonlandıracak, size yetecek cümle geliyor :
beyinde ne kadar fazla dopamin reseptörü varsa, beyin varolan dopaminden o kadar fazla yararlanır.
ama bu cümleyi açmak ve sindirmek, iyice anlamak gerekiyor beyler.
şimdi ona geliyorum.
şimdi beyindeki dopamin ve reseptörü arasındaki ilişkiden bahsedicem beyler.
1. beyinde dopamin ne kadar azsa, beyin o kadar fazla dopamin reseptörü üretir. fakat bu kısa süreli, saatlik bişey değildir, haftalar ve aylar alan bi süreçtir. beyinde dopamin azaldıkça, beyin var olan dopamini daha iyi değerlendirmek için sürekli reseptör üretir.
2. bunun tam tersi olarak, eğer beyinde çok fazla miktarda dopamin var ise, beyin nasıl olsa dopamin bol amk diye, varolan reseptörlerini yok etmeye başlar. beyne göre bolca varolan dopaminden faydalanmak için az sayıda reseptör yeterlidir, kıtlık değil bolluk zamanıdır.
yani beyindeki dopamin ile dopamin reseptörü sayısı ters orantılıdır.
dopamininiz çok ise reseptörünüz azdır, dopamininiz az ise reseptörünüz çoktur. yani beyler dopamin reseptörünüz fazla ise, beyniniz sigara ve 31 gibi şeylerle sikilip atılmamışsa, reseptörlerinizin amına koyulmamışsa hayattan zevk almak için daha fazla imkanınız olur demektir bu
gözlerinizin içi güler, sosyal iletişimden, kızlarla konuşmaktan daha çok zevk alırsınız, çünkü zaten beyniniz azicik dopamin salgılasa, onu alıp beyninizde haz duygusunu tetikleyecek birsürü reseptörünüz vardir.
dopamin reseptörü fazla olan insanların sosyal, kültürel ve bilimsel potansiyelleri yükselir..
beyler şu yazdıklarımı azıcık okuyan adam bile asıl olayın dopamin miktarı olmadığını anlamıştır.
asıl olay anlattiğim gibi "dopamin reseptörü" miktarıdır.
http://www.longecity.org/...-receptor-downregulation/
dopamin reseptörü miktarınız hayattaki kalitenizi ve yerinizi belirler. o yüzden hayatınızı kökünden değiştirecek şey diye başlık açtım ve sazan.avi olmadığını üstüne basa basa söyledim.
şimdi dopamin reseptör miktarını arttırmak için ben ne yaptım, neler yaşadım onlara geliyorum.
beyler dopamin reseptörlerinin dıbına koymuş, sigara hap coco esrar içmekten beyni ambele olmuş loserlar gelip burda çemkirecek biliyorum.
bu adamların hayatlarına baktığınızda hiçbişeyden memnun olmayan, suratlarından tak akan tipler olduğunu rahatlikla görebilirsiniz.
hayat enerjilerini ve zevklerini yitirmişlerdir. sadece sigara içtiklerinde, esrar çektiklerinde, 31 in dibine vurduklarında biraz canlanırlar.
çünkü gibilmiş reseptörleri biraz daha dopamin bulabilmiştir.
geliyorum beyler az sabir.
beyler bu arada ilginç gelecek ama açlık da dopamin reseptör miktarını arttırıyor :
http://www.scienceofeds.o...-neurocircuits-behaviour/ bu da oruç un mantalitesini anlatiyor aslında. oruç esnasında hayatta haz verici çoğu şey yasaklanmıştır. yemek yemek, su içmek, seks yapmak vs. böylece 1 ay oruçtan sonra dopamin reseptör miktarınız maksimuma ulaşır ve hayatınıza bi denge gelir. tabi ramazandan sonra bokunu çıkarmazsanız.
beyler şimdi hayatında belli hobileri olan, pes oynayan, bilardo oynayan, hayatın kendisini haz mekanizması olarak gören, ayda maksimum 2-3 kere 31 çeken, sigara kullanmayan insanlara lafım yok. çünkü onlar zaten dopamin reseptörü olarak zengin durumdalar.
şimdi kendim ne yaptım onu anlatıcam. beyler bunun için malesef sihirli bi yöntem yok amk, keşke olsaydı.
hikayenin başında ne dedim, azim ve kararlılık önemli demiştim
no pain no gain demiştim amk.
şimdi neler yaptım anlatiyorum .
beyler 3 sene öncesine gidiyorum şimdi.
o zamanlar üniversite öğrencisiydim amk.
biton projem vizem finalim var, hiçbirine 31 çekmeden, sigara içmeden çalışamıyorum amk.
çünkü beyin dopamin istiyor, konsantre olmak için, dikkat toplamak için.
31 imi çekiyorum, sigarami içiyorum, beyni dopamin doldurup başlıyorum çalışmaya.
bu arada hayattan gram zevk almıyorum, çünkü hayatta en haz verici şeyler bile, benim reseptörleri gram kıpırdatmıyo amk.
çünkü beynim sigara ve 31 ile bol miktarda dopamine alışmış, diğer olaylar az dopamin sağladığı için ilgimi bile çekmiyo.
reseptör miktarim az olduğu için, ancak bol dopamin beni tatmin edebiliyor.
böyle bi durumdaydım amk. derken yaz geldi okul tatil oldu, ortalamalamam rezil, hayatta başarısızım, tatminsizim, zevk almıyorum,
hayata beni bağlayan bişey kalmamış amk.
bu dopamin mekanizmasını çözdüğüm an kafamda parlayan ampülü hayal edebilirsiniz herhalde.
2010 yazına denk gelir beyler.
ama çok zor olacağını biliyodum zaten, hayata lanet edip küfürler edeceğimi, giberim şu 31 i de çekeyim, şu sigarayı da içeyim bidaha asla içmem diyeceğimi.
çok ciddi bi karar almak durumundaydım, kendi iyiliğim için. ve 2010 yılı haziran ayının sonunda, bana haz veren bütün herşeyi aniden kestim. bu durumu nasıl tasvir ederim bilmiyorum beyler, beynin kıvrım kıvrım kıvranması, yalvarması, ağlaması bağırması amk beynin skilmesi resmen hani şu beynin dili olsa konuşsa, siktirtme belanı çek 31 i bas sigarayı diye yalvarır yani o derece manyamış bi haldeydim. beynimin kasılmasını ve zorlanmasını hiç bu kadar net hissetmemiştim amk
beyler 1 hafta ne sikime, ne sigaraya elimi sürmemiştim, eve kapandım, 1 hafta çıkmadım. ve 1 hafta sonunda evden çıktım
anneanneme gittim ayiptir söylemesi, yengem ile dayım ve kızları da ordaydı.
beyler bilenler bilir, 31 testosteron miktarını bariz şekilde azaltır.31 çekmeden önce, yani pornoyu izleyip kudurunca, testosteron miktarınız zirve yapar ve boşalınca testosteronunuz minimuma iner. aynı şekilde sigara, testosteron miktarını bariz şekilde azaltır.
beyler 1 hafta ne sigara içmişim ne 31 çekmişim. reseptör seviyem ve beynim çok ızdıraplı 1 hafta sonucunda birazcık da olsa kendine gelmiş. sigara içmediğim ve 31 çekmediğim için testosteron seviyem tavan yapmış amk. anneannemlere bi gittim, lan sebepsiz gülüyorum, ama öyle içten gülüyorum ki amk.. durup dururken olduğum yerde sürekli gülümsüyorum
testosteron seviyem tavan yapmış, cinsel çekicilik olarak maksimumdayım, dayımın kızları bile yavşamaya, ilgilenmeye filan başladı
bi de sürekli içten içten gülümsüyorum, bendeki değişikliği farkettiler, insanların da bana olan tavirlarında değişmeler hissettim açıkcası
en bariz örnek, sokakta yürürken kızların bana bakışları, çok çok olumlu yönde değişmişti
önceden öylece sanki herkes gibiymişim gibi bakan kızlar, güzel güzel süzmeye başladı
e çünkü sürekli gülümsüyorum amk, sahte de gülmüyorum içten gülüyorum, zaten testosteronum tavan olmuş, hareketlerime, davranışlarıma yansımış, erkek gibi duruyorum, davranıyorum
çok güzel anlardı beyler. beyler unutmayın, siz nasıl olursanız insanlar da size karşı öyle olur.
anneannemlerde somurtkan, memnuniyetsiz, ve hayattan bezmiş olan ben gitmiş, yerine tatli tatli gülümseyen ve cinsel çekiciliği olan, hayatla barışık başka bi adam gelmişti.
ve ordayken sevildiğimi farkettim, insanların benimle iken ilk defa memnun olduğunu farkettim.
ortamdayken kayıp adam değildim artık, birlikte bulunmaktan zevk alınan bir adam olmaya başladığımı farkettim. çocukluktaki hallerime dönüyordum açıkcası.
dayımın 2 kızı vardı beraber büyümüştük, seni çok iyi gördük dediler, zaten yanımdan ayrılmadılar bütün gün.
ama en büyük hediye, tanımadığınız kızların size gülümseyerek bakması, tatli tatli süzmesiydi, beğenilen adam olmaktı. beyler bu olumlu gelişmeleri gördükten sonra, resmen hayatın anahtarını bulduğuma kanaat getirdim.
o yüzden en başta hayatınızı kökünden değiştiricem dedim
ama en başta azim, kararlılık ve ızdırap çekmek gerekiyor dedim.
akabinde, birdaha sigaraya ve gibime elimi sürmemeye karar verdim.
eğer boşalacaksam, ya gece rüyamda boşalırdım, ya da ciks yapıp boşalırdım ki, uykuda boşalmak dopamini hemen hemen hiç etkilemiyor, ciks ise 31 den kat kat daha az etkiliyordu.
zaten beyin sağlığı açısından normal olan ciks yapıp boşalmaktı amk 31 çekip boşalmak değil.
ama beyler 1 hafta ne demek ki, sadece bi başlangıçtı amk, önümde daha çekilecek çok ızdırap vardı, tabi karşılığında alınacak mükafatlar.
ne demiştik : no pain no gain amk
bi de beyler aramızda sigarası otu olmayan, ayda 2-3 kere 31 çeken arkadaşlar için zaten tavsiyem yok, onlar hayatını bi düzen ve ritme oturtmuşlardır diye düşünüyorum.
eğer oturtamadılarsa dışardan kaynaklanan sorunları vardır diye düşünüyorum.
bu arada şu kızların tatli tatli süzmesi olayının sebebini biraz açayim
beyler testosteron cinsel çekicilik hormonudur. kimileri erkeklerden yayılan hormon moleküllerinin kızları çektiğini söyler. doğru mudur bilmiyorum, ama testosteronu fazla olan kişi, erkekliğin vücut bulmuş halidir.
kendine güvenlidir, tavırları davranışları nettir, zindedir, yani erkektir işte, bunu kızlar hareketlerinizden ve tavırlarınızdan da anlayabilir.
bir de reseptör miktarınız fazla olduğunda yaşadığınız her andan keyif aldığınızda, gülümsediğinizde kızlar için bi çekim kaynağı olursunuz amk. senin dediğin şeyler aslında doğu dinlerindede var meditasyon yapınca 3 4 saatten sonra mesela bir kuşu görünce ona böyle kader arkadaşı gibi bağlanıyosun sonra ne bilim bir çiçek gördüğün zaman böyle göğsünde mutluluk oluşuyor. islamdada vardır zaten nefs kontrolü
dopamin salgısını arttıran besinler kayısı, kiraz, havuç, doğal bal, lahana, meyveler, sebzeler, çorbalar, bol bol su, tam tahıllı ürünler, üzüm, sarımsak, çikolata, balık.
şimdi beyler reseptörünüzü arttırmak için bunlardan uzuk durun diyemem, çünkü bunlar günlük hayatta kaçamayacağımız şeyler.
dediğim gibi su içmek bile, film izlemek bile dopamini arttırır, önemli olan bu dopamin artışını farkedecek kadar yüksek sayıda reseptöre sahip olmak beyler
yani 31 ve sigarayla bol dopamin az reseptöre sahip olan bi adam, hayatta dopamin salgılatan etkinliklerden keyif alamaz.
o yüzden hayattan bezmiştir, hiçbişey keyif vermiyodur amk.
beyler biraz ön bilgi
mesela şişmanlar neden duygusaygı ?
beyler şişmanlar bizim 31 ve sigara bağımlısı olduğumuz gibi, onlar da yemek bağımlısıdır.
yaşamak için yemezler, yemek için yaşarlar, yemek yemek onlara acayip zevk verir
gece gündüz bişeyler yiyip beyni dopamin dolmuş şişman arkadaşlarımızın, dopamin reseptör sayısı olarak dibe vurmasını bekleriz tabi ki beyler.
size anlatmıştım, 22 yaşımda, üniversitede, 6-7 senedir 31 çeken bi kardeşiniz olarak, kendimi çocukluğumla karşılaştırdığım zaman
çok daha depresif ve duygusal olduğumu söylemiştim.
evet beyler 1 hafta 31 ve sigara diyetinden sonra hayatın çok değiştiğini, sürekli gülümsediğimi, ve kızları mıknatıs gibi çektiğimi söylemiştim.
beyler, ilk hafta böyle olduysa, sonraki haftalar da böyle gitmesini beklerdim tabi ki,
1 ay boyunca, ilk 1 haftakinden çok daha fazla acı çekmiştim, çünkü reseptör üretimi haftalık bişey değildir, aylar alan bi süreçtir beyler.
1.5 ayın sonunda beynim hala günde 3-4 kere ara ara kasılıyor, dopamin istiyordu, ama ben ona dopamini vermedikçe yine reseptör üretiyordu.
kendimde farkettiğim ekstra değişiklikler :
1. çok daha iyi konuşuyordum. konuşurken daha önce hiç kullanmadığım kelimeleri kullanıp cümleleri çeşitlendirip, bişey anlatirken tatmin oluyordum resmen, anlatmaktan ve konuşmaktan zevk alır olmuştum.
2. amatör olarak kendim evde, arkadaşlar arasında şarkı söylerdim, çok daha iyi şarkı söylediğimi farkettim beyler.
3. daha önce bende hiçbir kıpırdanma yaratmayan, sıkıcı gelen şarkıların beni vurmaya başladığını farkettim, şarkılar daha anlamlı geliyordu, daha çok haz vermeye başlamıştı.
4. kısacası beyler şarkılardan, konuşmaktan, dinlemekten, kısacası hayattaki herşeyden daha çok keyif alır olmuştum.
1.5 ayın sonunda baya düzelmiştim, duygusal anlarda hemen ağlamaya meyilli olan ben, artık böyle anlarda metanetimi koruyabiliyordum.
bazı durumlarda hemen endişelenen, paniğe meyilli olan ben gitmiş, yerine olayları daha aklıselim ele alabilen başka bi adam gelmişti.
düzgün ve akıcı konuşabilen, dikkat toplayip insanları dinleyebilen, ve dinlerken sıkılmayan biri olmuştum.
ve beyler, o yaz vadideki zambak gibi tarihteki en sıkıcı kitabı okumaya başladım. öyle bi ızdırap görmedim amk, ilk 100 sayfa ölümdü resmen, 50 sayfa bi kadının omzunu anlatıyordu, onu bile okuma başarısı gösterdim ahaaha
beyler sonra roman sardı baya, güzel gitmeye başladı, balzac romanın bazı yerlerinde insanları analiz ediyordu
ve beyler romanın bi yerinde, "hayatın zevklerinin içinde kaybolmuş, sümüklü böceğe, jöle kıvdıbına gelmiş bi adam" gibi bi tabir geçti amk.
lan dedim bu benim.
üstat bile farketmiş, ama tabi onlar bu mekanizmadan haberdar değillerdi, sadece sonuçlar üzerinden konuşuyorlardı.
beyler hayatımdan 1.5 ay boyunca sigara ve 31 i çıkarınca başka bişeyi farkettim
hayatımda bana kolay haz sağlayan başka şeyler de vardi.
allah için güzel yemek yerdim, yani 100 kilo olmuştum, boyum vardı allahtan da çok göstermezdim
yemekten haz almayı bırakmalıydım.
peygamber efendimiz doymadan kalkın demişti, yani hazzı yarısında kesip sofradan kalkmak beyler. ne güzel söylemiş lan
artık porsiyonları yarıya düşürmüştüm, doymadan kalkmaya başlamıştım. beyin yine zorlanıyordu amk
daha sonra internet bağımlılığımı farkettim, facebooktan, sözlüklerde gezinmekten haz aldığımı farkettim, kısacası hayatımda bunlar olmazsa çok zorlanacağımı farkettim.
yani kolay haz detected beyler.
facebook a, milliyet.com.tr ye, sözlüklere günde 1 kere girmeye başladım.
ve bunları bırakmak nerdeyse sigara ve 31 i bırakmak kadar zorladı beni amk.
beyler yurtta kalırdım ben üniversitede, 4 sene yurtta kaldım, yurtta itü vadi yurdu amk
yine bilenler bilir tam bir ferre cenneti, 31 center gibi biyerdir.
ben gittim, 31 i, ferreyu bırakmışım, internete sadece işim düştüğünde giriyorum, girdiğimde de face de, milliyet.com.tr de, sözlüklerde kaybolmamak için büyük çaba sarfediyorum. yurtta aldıgım yemeğin yarısını bırakıyorum amk.
hergün güzel güzel dersime gidiyorum, ama bu sefer dersleri bi başka dinliyorum amk
dinlediğim dersten sıkılma durumum baya baya azalmıştı, ve anlatilanlar eskisinden çok daha fazla aklımda kalıyordu
eskiden derste dinlediğim şeylerin maksimum %10 u aklımda kalırken bu oran %65-70 lere çıkmıştı amk.
bunun da sebebini sonradan anladım beyler, dopamin hafıza, zeka ve hırs sağlar insana, fakat bunun yanında başka etkenler de var
31 çekince beyler, vücuttaki bütün değerli vitaminler, mineraller, demirler, magnezyumlar, yani beyninizi ve hafizanızı doğrudan etkileyen mineral ve vitaminler sperm ile birlikte dışarıya atılır.
yani vücut biriktirdiği bütün değerli şeyleri, spermle beraber kaybediyor beyler.
31 çekmeyince de bunlar size kalıyor ve hafiza, zeka, öğrenme yetileriniz gelişiyor, zaten dopamin reseptörü olarak iyi durumda olunca da başarı kaçınılmaz oluyor amk
@316 evet panpa müzik de kolay haz sağlayan şeylerdendir, benim tavsiyem bazı görevleri, taskları başarınca kendinize ödül olarak vermeniz ve çok abartmamanız.
işin garibi ben bu haz veren çoğu şeyi bıraktığım an, müziğe de fazla ihtiyaç duymadığım farkettim
bi nevi duygusal yönü biraz zayıflamış, analitik ve sayısal zeka sahibi, disiplinli bi adam olmuştum.
beyler müzik vb. konularda herşeyde olduğu gibi, hayatınıza bi denge getirmenizi tavsiye ederim.
yani hiçbirşeyde aşırıya kaçmamanız, tadında bırakmanız önemli, çünkü zevk veren şeyleri aşırı miktarda yaptığınız an fazla dopaminden reseptörleriniz kaybolmaya başlıyor, ve başka şeyler eskisi kadar zevk vermemeye başlıyor.
o yüzden hayatınızın her alanında, her konuda belli bir denge gözetmeyi ihmal etmeyin ve aşırıya kaçmaktan sakının beyler. ben üniversitedeki son dönemimde yine 3.25 gibi bi ortalamayla okulu bitirdim. 2.20 lerde sürünen ben, son senemde hayvanlaşıp güzel sayılabilecek bi ortalamayla mezun olmuştum. annem babam şaşkın amk, takdir edilmek, beğenilmek, imrenilmek, taklit edilmek gibi duyguları tattım ki, 31 in vereceği zevki 5 e katlar beyler. bence hayattaki asıl zevkler bunlardır.
velhasıl kelam iş hayatına girdik. o da ayrı bi olay amk.
bi çay yapıp anlatmaya devam edicem beyler.
beyler güzel bir işe, güzel bir ekibe düşmüştüm
iyi bi şirket ve pozisyonumuz bell zaten : yazılım mühendisi
beyler iş hayatında gördüklerimi anlatiyorum :
1. insanlar yaptıkları işten zevk almıyor.
2. insanlar çoğu şeye üşeniyor ve angarya olarak görüyor.
3. insanlar yine hayattan zevk almıyor
4. kısacası üniversitede 31 in sigaranın dibine vuranlar burda da kendini belli ediyor.
beyler bilenler yine bilir, yazılım mühendisliği yoğun öğrenme isteyen bir iştir, sürekli bişeyler öğrenip bu öğrendiklerinizi uygulamak durumunda kalırsınız.
1 haftadan sonra yavaştan bana bişeyler anlatmaya başladılar bak işte bizim sistem şöyledir böyledir, o ordan çalışır bu burdan çalışır vs.
kavramakta hiçbir zorluk yaşamıyordum, öğreniyordum ve birdaha unutmuyordum beyler.
yıllarını vermiş profesyonel adamların anlattıklarını ikilettirmiyordum, bikere anlatılınca beyne kazıyor ve devam ediyordum.
zamanla meslektaşlarımdan farkım ortaya çıkmaya başladı. 5-6 ayda farkımı ortaya koydum diyebilirim, çünkü yeni başlayan bir mühendis olarak, üst pozisyondaki mühendis abilerime hemen hemen hiç sıkıntı çıkarmadan işlerimi temiz ve sorunsuz hallediyordum.
çok çabuk öğreniyordum.
müdürlerim bu durumu görünce beni acayip sevmeye başladılar, nerdeyse şirketin süperstarı olacaktım amk. herkes benden iyi bahsediyordu.
üstümdeki uzman mühendis kritik işleri hep bana veriyordu, çünkü sorunsuz ve temiz bir iş çıkaracağımı biliyordu. şirkette istesem de surat asamazdım zaten, ama sürekli somurtan, herşeyden şikayet eden, memnuniyetsiz, sürekli istifa edicem diye ortalarda dolaşıp zırlayan adamlar da gördüm.
bense tam tersine, gülümseyen bir adamdım artık, buna karşılık olarak insanlardan da çok olumlu tepkiler alıyordum, işimde mükemmeliyetçiydim, zevk alıyordum ve hafızam, öğrenme yetilerim çok gelişmişti.
beyler, başarılı, güleryüzlü, ve düzgün bir adamsanız, zaten ister istemez herkesin beğenisi üzerinizde oluyor amk
önce taklit edildim, ve çok mutlu oldum, meslektaşlarım resmen beni örnek alıyordu amk, böyle mutluluk olur mu
şirketteki bayanların ilgisi üzerimdeydi, birebir konuşurken, mantıklı, olgun, gülümseyen ve kendine güvenli bi adam profili çiziyordum ki 8 ay önceki halimi görseler dünya başlarına yıkılırdı amk.
ve sonunda beyler, şirketteki en güzel kızlardan biriyle, uzun uzun birebir takıldıktan sonra resmen sevgili olduk.
ilk cikste, nerdeyse yarım saat boşalmadığımı hatırlıyorum ki, karşımdaki bu süre zarfında bir kere boşalmıştı
amk böyle şey nerde görülmüş, kız boşalıyo ben boşalamıyorum amk
edit : beyler buraya bi ekleme yapıyorum
neden yarım saatte boşaldım ?
beyler çok 31 çekmek erken boşalmanın en etkili nedenleri arasındadır. bu yüzden aylarca 31 çekmedikten sonra 5 dakkada boşalmak yerine yarım saatte boşalmıştım.
google a "permature ejaculation"(erken boşalma) yazarsanız birsürü sonuç görebilirsiniz beyler. tabi güvenilir kaynaklara bakmak da önemli, çünkü tartışılan bi konudur, kimse 31 i 4-5 ay bırakıp sonucu görecek kadar sabırlı ve azimli değil zaten amk.beyler acı ve ızdırap dolu günlerden beynimi yeniden toparlayıp kendine getirince hayatımın nasıl değiştiğini gördünüz.
güzel bir işim, güzel bir hatunum vardi, hayat hiç de fena değildi. 1 seneyi doldurduktan sonra işyerimde, uzman mühendis oldum.
normalde bu süre 2-3 senedir beyler, bense 1 sene sonunda artık meslektaşlarımın teknik sorunlarını çözen, onlara yol gösteren adam olmuştum ki, onların sizi dinleyip önerdiğiniz şeyleri yapmaları, 10 posta gitmekten daha zevkli bişey amk.
ama yetmiyordu beyler
hayatta 31, sigara, ot gibi tatmin mekanizmaları kullanmadığınızda, hayatın kendisini bir tatmin mekanizması olarak görmeye başlıyorsunuz.
iş bitiriyorsunuz tatmin oluyorsunuz
kitap okuyorsunuz tatmin oluyorsunuz
futbol oynuyorsunuz, mücadele edip kazanıyorsunuz, zevk alıyorsunuz beyler
birileri anlatiyor siz anlatiyorsunuz dinleyip konuşuyorsunuz zevk alıyorsunuz
kısacası hayat sizin için bir ödül mekanizması, bir tatmin sahası oluyor. ne kadar çok iş başarırsanız, ne kadar mücadele edip bişeyler kazanırsanız, o kadar memnun oluyorsunuz.
yani kısacası hayatın mücadele edip kazananı oluyorsunuz beyler.
asıl sahanızda yarışmaya başlıyorsunuz, 31 ve sigara gibi yapay tatminleri değil, peste çok çekişmeli mücadeleler sonunda kazanmayı tadıyorsunuz, çok zor bir işi halledince aldığınız maaş zammını tadıyorsunuz, patronlarınızın takdirini tadıyorsunuz, kızların beğenisini, istediğiniz kızı mücadele edip kazanmayi görüyosunuz beyler.
reseptör miktarımı maksimize edince, hayattaki herşey az biraz dopamin sentezini tetikliyordu, ama eskiden bu az dopamin, az miktardaki reseptörleri kıpırdatmıyordu. fakat reseptör miktari maksimuma ulaştığında, azıcık dopamini bile alıp ondan haz elde eden beyin, benim hayattan daha çok keyif almamı, sosyal iletişimden zevk almamı sağladı.
dopamin konsantrasyon, motivasyon ve analitik zeka hormonudur dedik.
benim az miktarda dopaminimi alıp ondan faydalanacak birsürü reseptörüm olduğu için, artık azıcık dopaminimle çok daha konsantre ve motiveydim. derslerden sıkılmamak, vizelere finallere projelere çalışmak, azıcık dopaminle idare eden reseptörce zengin beynimin bana sunduğu bişeydi.
anlaşıldı mı beyler.
bir de beyler mizaç olarak somurtkan ve ciddi panpalarımıza tabi ki bişey demiyorum her insanın bi karakteri vardır ben buna işletim sistemi derim. karakterini güzel yaşamak için alttaki donanımın sağlam olması gerekir ki bu da beyindir, onun hormonsal dengesidir.sigarayı ilelebet hayatınızdan çıkarmanızı, ot çöp gibi beyninizi anormal miktarda dopaminle dolduracak şeylerden kaçınmanızı tavsiye ederim.
kısacası hayatınızda kolay haz olarak nitelendirebileceğimiz herşeyi, yemek ve internet dahil çıkarmanızı, azaltmanızı bi dengeye oturtmanızı tavsiye ederim.
hayatta zevk veren her aktivitede bi denge gözetin beyler, az ve öz yapın derim.
omega-3 balık yağı, kan yoğunluğunuzu düşürür, daha akışkan yapar, beyninizin daha iyi beslenmesini sağlar ve beyninizin lipit yapısının çok daha sağlıklı olmasını sağlar. yeterince balık tüketilmeyen türk toplumunda, günde 1000mg en kaliteli omega-3 takviyesini almanızı tavsiye ederim. gelişiminizi tamamlayıcı etki gösterir.
çok stresli bir adamsanız, herşeyden gerilip sıkılıp kasıntı yapıyorsanız, c vitaminini bol tüketmenizi tavsiye ederim. c vitamini tam bir kortizol düşmanıdır. yer bitirir kortizolu, bi nevi kahramandır. kortizol hormonunu duymuşsunuzdur, vücutta stres anında üretilen ve bütün hücrelerin oksidasyonuna(yani yaşlanmasına) neden olan hormondur. o yüzden stresli adamlar çabuk yaşlanır. kortizol yüzünden hücreleri yaşlanmış ve yıpranmıştır.
beyler c vitaminini 1000 mg a kadar alabilirsiniz ve bol bol çay içebilirsiniz çayın içerisindeki bi madde tam bir kortizol düşmanıdır. türk halkı olarak çay içmesek çok daha stresli bi toplum olurduk herhalde.
beyler ayrıca c vitamini kanser dahil birsürü şeyle savaşır. c vitamini deyip geçiyoruz ama yurtdışında yüzyılın buluşu gibi muamele çekilir c vitaminine.@384 panpa ben bu anlattiğim şeyleri farketsem değil itü bilgisayarı harvard ı kazanırdım.
bu mekanizmaya tam hakim olmak için okuduğum ingilizce yazıları makaleleri forumları ve tartışmaları saysam burdan köye yol olur panpa.
emin olun yurtdışında reseptör olayı çok ciddi tartışılıyor ve insanlar bunu hayatın formülü olarak görüyor.
dopamin reseptör miktarını arttırmak için çeşitli kimyasallar kullanan manyaklar da var ama biz tabi öyle şeyler yapmıyoruz (:
beyler müziğin veya herhangi birşeyin bağımlılık derecesinde olup olmadığını, o şeyi keserek deneyebilirsiniz. müziği kestiğinizde beyniniz ısrarla müzik istiyorsa bu bağımlılık olmuştur beyler. müzik dinleme alışkanlığınızı gözden geçirin ve bağımlılk yaratmayacak derece kısıtlayın.
Yüce ALLAH a şükürler olsun sonunda buldum bendeki problemin kaynağını.
YanıtlaSilŞu dopamin reseptör meselesi gerçekten doğru sanırım, şöyleki; Yaşamın doğal akışıyla değilde özel yol ve yöntemlerlerle haz alma mekanizmasını fazla zorlayınca sanki beyinde bazı devreler yanıyor ve bir süre sonra o yaptığınız şey her neyse artık size haz vermemeye başlıyor. Sanırım sinir sisteminin bir savunma mekanizmasıdır bu aksi halde insan zevk ve haz duymaktan çıldırabilirdi herhalde. Böyle bir durumda sistemin kendini kapamasıyla illaki bir çöküş yaşanılacaktır. Ancak bu mekanizmayı bir uyuşturucu madde kullanmak suretiyle zorlayanların yaşadığı çöküş çok daha şiddetli ve sert oluyor.
YanıtlaSilçok güzel yazı olmuş, baya kapsamlı araştırmış ve bilgilendirmişsin.
YanıtlaSilteşekkürler.
Anlattığın her şey tamamiyle doğru şeyler, ilaç gibi de yazmışsın samimi bir şekilde, çok sağol kardeşim
YanıtlaSilHocam peki birşey soracağım yaptığınız herşeyden haz almaya başladığınızı belirtmişsiniz. Bunların en başında da işte çalışmak var ve merak ediyorum bunu da çok yaptığınızdan dolayı ilerde buda günlük haz olmaya başlayıp dopamin deseptörlerini azaltmaz mı?
YanıtlaSilGuzel bilgi ama denemesi çok zor .herşey nefisle ilgili nefsini yenersen kazanırsın oda çok zor...
YanıtlaSilÇok iyi bir yazı olmuş hayatıma güzel bir şey kattığınız için teşekkürler
YanıtlaSil23.05.2019 başladık dopamin diyetine hayırlısı
YanıtlaSil3.12.2019 tarihine not düşüyorum ben de inşallah hayırlı sonuçlarla buraya geri dönerim.
YanıtlaSilYazını okurken dopaminim tavan yapmıştır harika bir şey yapmışsın ya hayranlıkla okudum 👏
YanıtlaSilSizinle tanışmayı çok istiyorum sormak istediğim bir çok soru var yardımcı olursanız sevinirim 😊
YanıtlaSil