27 Kasım 2015 Cuma

Yalnızlık mı? Tekbaşınalık mı?

Osho der ki; “Bazı kişiler dünya nimetlerine fazla düştüler. Onların pili bitti.Tükendiler. Kendilerine ait bir alanları yok. Kim olduklarını bilemezler ve asla kendileriyle tanışamıyorlar. Başkalarıyla, başkaları için yaşıyorlar. Bir kalabalığın parçası onlar. Birey değil hiçbiri ve unutma aşk yaşamlarında tatmine ulaşamayacaklar yarım kalacaklar ve bir yarım asla tatmin edemez. Sadece bütünlük tatmine yol açar “

Osho , burada yarım kalmış içinde boşluklarla dolu insanlardan bahseder. Çiftler arasında duyarsınız “ bir elmanın iki yarısı gibiyiz” deyimini. iki yarımdan bir tam olur onlara göre ne hoş ancak unutulan bir şey vardır ki bir yarım insan asla bir başka insanla tam olmaz olamaz. İçindeki boşluğu bir başkasıyla dolduramaz.
Peki içimizdeki boşluğu nasıl doldurup tam bir elma olacağız ? Bütün olmak için ne yapacağız?

Öncelikle Tek başına olmayı başarmamız gerekiyor. Tek başına olmak yalnızlık değildir. Yalnızlık içinde kasvet, umutsuzluk, çaresizlik,acı,sıkılganlık barındırır. Bu yüzden yalnızlığınızın üstünü örtmek için hep bir şeylere ihtiyaç duyarsınız. Bir sevgiliye, arkadaşa, gruplara, derneklere veya sizi yalnızlıktan koparıp götürecek şeylere. Tekrar yalnız kalmamak için ne kadar acı duysanız da boşluğunuzu dolduran şeylere katlanırsınız. Nelere katlandığınızı hatırlayın. Dört bir yanınızı sarar yalnızlık korkusu.Bir zehirli sarmaşık gibi . Boğazınızı fena sıkar artık nefes alamazsınız.
Oysa “Tek Başına”lık, yalnızlıktan çok farklıdır.

Tek başınalıkta , senelerdir konuştuğunuz, suçladığınız,eleştirdiğiniz kimi zaman sevdiğiniz kimi zaman nefret ettiğiniz kendinizle baş başa kalırsınız.Kendinizi tanımaya başlarsınız. Kendinizi olduğunuz gibi kabul edip sevmeye başlarsınız. Başkasının iltifatına gerek duymazsınız güzelliğinizi görmeniz için. Başkalarının değer vermesine ihtiyaç duymazsınız ne kadar eşsiz ve değerli olduğunuzu anlamanız için. Başkalarına kanıtlamanız gerekmez kendinizi. Esas aşkınıza kavuşursunuz. Kendinize…

İslamiyette, Mevlevilikte, Hristiyanlıkta, Budistlikte , Tao ve Zendeki AŞK’a. O aşk ki kendi tanrısallığınızı keşfettiğiniz, başta kendiniz olmak üzere bütün canlılara , insanlara , her şeye duyduğunuz sevgi ve şefkat ile o sizin “şeytan “ dediğiniz Egonuzu öldürdüğünüz zamanki duyduğunuz sonsuz mutluluk. İşte o zaman cennetin bu dünyada olduğunu görürsünüz.Başka insanlar ve yaşadığınız olaylar cehenneminiz olmaktan çıkar .
Belki yabancı geliyor size… Yaşadığınız acı dolu hayatlar ve acı tecrübeler sonrası zift dökülmüş gibi olan beyninize…İşte bu ziftlerden yol oluyor içinize .. Yol yapıp da o yoldan içine gitmeyi bilene.. O zaman ne duruyorsun kaşif; İÇİNE DOĞMAYI DENE !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder