4 Aralık 2015 Cuma

İnsanlığa Aydınlığı Getiren Prometheus

İda dağında oturan eski tanrılardan önce başka tanrılar egemenmiş dünyamıza. Bunlardan bazıları devler (Titan) bazıları ise Okyanus (Okeanus), gökyüzü (Uranus) ve toprak (Gaia) gibi çok güçlü tanrılarmış.
Prometheus 289x300 Prometheus Efsanesi
Daha sonraları Zeus ve arkadaşları titanlarla savaşıp onları dünyadan kovmuşlar. Bu büyük savaştan önce iki titan, Klymene ve İapetos evlenmiş,  dört çocuk sahibi olmuş. Hepsi iriyarı, güçlü, zeki ve özgürlük tutkunuymuş. Atlas çok cesurmuş, hatta Zeus’u bile umursamazmış. Doğal olarak bir gün Zeus çok kızıp onu  “Dünya’yı omuzlarında taşımaya” mahkûm etmiş. Bugün dünya haritalarını içeren kitaplara da bu yüzden Atlas deriz. Diğer kardeş Menoitios,   çok gururlu ve kibirliymiş.  Zeus buna da katlanamamış ve onu yeraltına göndermiş.  Zeus pek demokrat ve hoşgörülü birisi olarak tanınmazmış zaten. Üçüncü kardeş Epimetheus ise Pandora ile evlenmiş.
Hani şu “Pandora’nın sandığını” açıp dünyaya felaket ve salgınları salan meraklı tanrıça ile… Bu da aslında Zeus’un bir oyunuymuş. Son kardeş Prometheus da akıllı, güçlü ve onurluymuş.  Titan çocukları içinde Zeus’u en çok korkutan da oymuş. Bu dört genç titan, Zeus’u kesinlikle efendi olarak kabul etmiyorlarmış.
Prometheus’un bir yeteneği varmış, babaannesi Gaia’ya çekmiş; gelecekte olacakları önceden görebiliyormuş. Prometheus,  yaptığı zalimlikler nedeniyle Zeus’a çok kızarmış ama ondan korkarak köleliği kabul edip, boyun eğenlere de çok kızarmış.
Zeus insanlar kendisine zarar vermesinler, tahtını ele geçirmesinler diye birçok önlemler almış. Herkesten kuşkulanıyormuş. Bütün besinleri toprağın altına saklamış, insanlar kolayca bulamasın diye… Bu kadarla da kalmamış en önemli silah olan bilgi ateşini de onlardan, insanlardan saklamış. İnsanların bilgi ateşini bularak bilgilenmelerini, kendine karşı ayaklanmalarını istemiyormuş. Prometheus, bu bilgi ateşini insanlara götürmeye karar vermiş. Böylece insanlar zalim Zeus ’la başa çıkabilirlermiş. Prometheus, insanlara bilgi ateşini vermenin ağır bir suç olduğunu biliyormuş. Bir sabah erkenden yola çıkmış. Yanına “narteks”  çiçeğini almış. Bu narteks çiçeği, ateşe çok benzermiş. Tanrılar katında, İda dağında ateşin yanına ulaşmış, nöbetçiler uyuyormuş.
Gizlice bilgi ateşini alıp, yerine narteks çiçeğini koymuş. Hemen insanların yanına dönmüş. İnsanlara bilgi ateşini getirmiş işte! Artık bu ateşi korumak ve büyütmek insanların göreviymiş. Zeus bunları görünce çıldırmış. Prometheus’u bir dağa zincirlemiş. Ona korkunç bir ceza vermiş. Her gün bir kartal geliyor ve Prometheus’un karaciğerini yiyormuş. O gece yeniden karaciğeri oluşuyormuş Prometheus’un. Yenilenen karaciğer de, kartalın ertesi günkü yemeği oluyormuş. Bu bitmeyecek bir işkenceymiş. Prometheus, sakinmiş çünkü insanların bilgi ateşini büyütüp, onu kurtaracaklarını biliyormuş.

PROMETHEUS ve EFSANESİ

Mitolojideki her olayın ve olay kahramanının yaşanılan zamanda bir karşılığı vardır. Prometheus’unda günümüzdeki karşılığını yerleşik düzene başkaldıran bir mitolojik kahraman olduğunu düşünüyorum. “Önceden düşünen” anlamında olan Prometheus, tanrısal düzene kafa tutmuş, karşı çıkmış sonunda insanoğlunu yaratarak ve onlara ateşi bir başka anlamda aydınlığı, bilimi, uygarlığı vererek düzeni değiştirmiştir. 

Olympos Tanrıları kuvvetlidir, kudretlidir, buna karşın Prometheus akıllıdır, kurnazdır, yaratıcıdır, zekidir. Titanların isyanları sırasında tarafsızlığını korumuş ve başkaldırmamış bir Titan oğlu olarak Zeus'un gözüne girmeyi başarmış, böylece Olympos'daki ölümsüzlerin arasına alınmıştır. Bu stratejisi onun Zeus’tan dedelerinin öcünü alabilmesi için kurnaz bir plandan başka bir şey değildir. 

Prometheus , her şeyden önce insan ve insanlık dostu olarak Zeus’un karşısındadır. Nitekim Ateş Tanrısı Hephahistos’un ocağından bir kıvılcım çalarak ateşi insanlara armağan etmiş ve Zeus’tan en güçlü şekilde intikamını almıştır. Bu nedenle Zeus tarafından cezalandırılmıştır. Kafkas Dağları’nda yalçın kayalıklarda zincire vurulmuştur. Artık o Prometheus Desmotes ‘tir yani “zincire vurulmuş Prometheus” . Ceza bu kadarla kalmıyordu, her sabah kocaman bir kartal geliyor ve süzülüp pençelerini Prometheus’un göğsüne batırıyor, karaciğerini didikliyordu. Bu işlem akşama kadar sürüyordu, ancak kartalın yediği karaciğer, gece sabaha kadar tekrar eski haline geliyordu. Tam da burada benim de inanmak istediğim bir olguyu belirtmekte yarar var. Mitolojideki bu olayın karşılığı günümüzde karaciğerin kendisini yenileme (rejenerasyon ) kabiliyetine denk düşmüyor mu ? Günümüzden 2700 yıl önce karaciğerin bu özelliği biliniyor muydu acaba diye sorgulamak çok mu zorlama olur ? 

Biz tekrar efsanemize dönelim. Prometheus, 30 yıl süren bu işkence hayatı boyunca hep şunu söyler : "Zeus tahtından düşmedikçe benim işkencelerimin sonu yoktur". Bu söylemin çağımızdaki karşılığı “ insanlığın özgürlük yolunda sonuna kadar mücadele etmesi” gerektiğidir. 

Onu Kafkas kayalıklarındaki bu işkenceden Zeus'un oğlu yarı tanrı ama ölümlü Herakles (Herkül) kurtarır. Prometheus efsanesinde, insan uygarlığını bulup yaşatmak isteyen düşünce sahipleri ile, bütün olanakları elinde tutan Tanrısal gücün sonsuz çatışması söz konusudur. Prometheus 'un insana, yapıcı ve yaratıcı güç olan “ateş”i vermesi, yani insanın kendi yaratıcı gücünü fark etmesi ve bağımlılıktan kurtulmasının ötesinde, uygarlığın bir simgesi olan ateşin insanlara geçmesi, evrensel büyük bir devrimin başlangıcını da ifade etmektedir. Prometheus’un önderliğinde insanlık, tanrısal güçlere direnerek, kendi uygarlığını yaratıp özgürlüğünü kazanacaktır. 

Bu arada bu efsanenin devamı olarak Zeus, kendisini hiçe sayan insanlara da bir ders vermek için, Hephaistos'a su ve balçıktan ilk bakirenin heykelini yaptırmış ve kalbine ruh yerine Prometheus'un ateşi çaldığı yerden aldığı bir kıvılcımı koyarak ona Pandora ismini vermiştir. Onu insanlara yollarken eline verdiği kutuda ise tüm kötülük ve acılar vardır. Zeus böylece insanlardan da intikamını almıştır. Ancak Pandora ve kutusu ayrı bir yazı konusudur. 

Yazımızı Can Yücel’in “Prometos, Bir Hırsız” dizeleriyle sonlandıralım. 

purometos, bir hırsız 
tanrıları soymuş, 
ateşi çalmış yanar gazı, 
sen misin purometos!.. 
kafkas dağlarında 
bir kayaya çakılmış, 
karaciğerine de iki kartal, 
vur, allah vur!.. 
mustafa kemal'den önce, 
ilk kemalistti kendisi, 
belki de ilk siroz prometos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder